18 Haziran 2014 Çarşamba

BİR TUTAM DAĞINIK DÜŞÜNCE

    Tek beklediğim var… Bitecek mi her şey yoksa kalacak mı bu sonbahar da hevesimiz kursağımızda ? Düşünme! Düşünmediğin, hissetmediğin zamanlar daha güzelsin. Yaşamayı başarabiliyorsan uzakta kalarak, hiç şikayetçi olmadan, görmeden ve dokunamadan çoğu zaman.. Yapabildiğin kadar yaşıyorsun. Geride kalıyor yaşayamadıkların, haykırmadığın her dakika, dakikalar. Belki içinde olmadığın bir fotoğraf karesidir seni hakkın olmayan şeyleri düşünmeye sevk eden. Ya da  ummadığın bir zamanda karşına çıkan bir sözcüktür gereksiz umutlarının sebebi.
    İstemsizce isteme dürtüsü var hepimizin içinde. Uğurlamak istemediğimiz yolcular, çıkmayı uzun zamandır beklediğimiz yolculuklar.. Bir bilinmezliktir gidiyor aslında; nereye çıkacak o yollar ya da çıkacak mı bir yere? Bilinmeyenlerin yanında hiç kuşkusuz gerçekleşecek olanlar da var. Yolcunun gideceğini biliyoruz mesela, ardında pek bir şey bırakmayacağını, günün birinde unutulan nicelerinin arasında yer alacağını .. Ama kim bilebilir böyle olacağını veya olmayacağını. Çünkü hayat hep lanet oyunlar çeviriyor üzerimizden ; aklına hayaline gelmeyen şey başına gelebiliyor mesela. Düşünebildiğin kadar çok düşünüyorsun ama o başına gelecek şeyi bir türlü tahmin edemiyorsun..

  Biraz garip belki ama vazgeçtiğin zaman kazanıyorsun. Oysa bize hep inatçı olmak gerektiğini öğretmediler mi ? Nasıl bir ilaç çoğu insana iyi geldiği halde birilerine yan etki yapıyorsa bu da öyle bir şey olsa gerek. İnsanların değer yargılarını genelleyemeyiz. İnsanların hiçbir şeyini genelleyemeyiz. Sen, ben ve o her ne kadar aynı türden olsak da o kadar farklı yaratıklarız ki.. Her birimizin kafasında bir düşünce olsa, dünyada milyonlarca düşünce; her birimizin kafasında milyonlarca düşünce, dünya ne garip arkadaş..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder